Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz

Şimdi Büyük Cihad Zamanı

Altınoluk Dergisi, 2000 – Eylul, Sayı: 175, Sayfa: 018

IV. Avrasya İslâm Şûrâsı Teşkilatı toplantısı 25 – 28 Temmuz 2000 tarihlerinde Bosna-Hersek’in başşehri Saray-Bosna’da yapıldı. İlk üçü Türkiye’de (I ve III. Ankara’da II. İstanbul’da) yapılan toplantının Türkiye dışında ilk defa Bosna Hersek’te yapılması çok anlamlıydı. Çünkü Bosna-Hersek, 500 yıllık târihi boyunca dinler mozayiğini andıran yapısı ve yaklaşık beş yıl önce çok ciddi dînî ve etnik bir savaşa sahne olması bakımından böyle bir toplantıya ev sâhipliği yapmaya fazlasıyla lâyıktı. Boşnak kardeşlerimiz ev sâhipliğinde gerçekten takdire şâyân bir hizmet verdiler. Efsânevî ve karizmatik siyâsî liderleri İzzet Begoviç, her ne kadar yoğun çalışmaları sebebiyle toplantıya katılamadı ise de heyeti kabul ile bu toplantıya verdiği önemi gösterdi. Açılışta meclis başkanı kapanışta da dışişleri bakanı toplantıya iştirak ettiler.

Toplantının ev sâhipliği görevi Bosna-Hersek Reisül-ulemâsı Dr. Mustafa Efendi Çeriç tarafından yapıldı. İzzet begoviç ve Çeriç Bosna-Hersek tarihinde yerini alacak iki güzel insan. Meselesi olan; Bosna’yı, özgürlüğü ve müslümanlığı, hattâ Osmanlılığı önemseyen iki mühim adam.

Reisül-ulemâ Mustafa Çeriç‘e özel sohbetimiz sırasında sorduğum: “Şu anda Bosna’da müslümanların durumu nasıl?” sorusuna verdiği cevap onun ince zekâsını gösteriyordu. Dedi ki:

“Şu an Bosna’daki müslümanların durumu dostları mutlu edecek kadar iyi değil. Ama düşmanlarımızı sevindirecek kadar da kötü değil.”

Program boyunca daha yakından tanıdığımız Sn. Çeriç, ince zekâ ürünü nükteleri ve tatlı esprileri ile hem güldüren, hem de düşündüren bir bilge insan konumundaydı.

T.C. Diyânet İşleri Başkanlığının organize ve finanse ettiği Şurâ, tabiî olarak Türkiye’nin ağırlığını taşıyordu. Toplantıya Türk Cumhûriyetlerinden ve Kafkaslar ile Balkanlardaki akraba topluluklardan elliye yakın dinî temsilci ve lider katıldı. Üç akademisyen, yirmiden fazla gazeteci, misâfir ve diyânet görevlileriyle katılımcı sayısı 150’ye yakındı.

Toplantının sekreteryasını Diyânet Dışilişkiler Daire Başkanlığı adına Başkan Yusuf Kalkan ve yardımcıları İsmail Akkaya ile Niyâzi Güneş yürüttü.

Açılış’ta Kur’an-ı Kerîm’in ardından Türk ve Bosna milli marşları çalındı. Reisü’l-ulemâ Mustafa ÇERİÇ‘in açılış konuşmasından sonra Bosna Ortodoks ve Katolik kiliseleri ile Musevi cemaati temsilcileri konuşmasını Birleşmiş Milletler temsilcisinin konuşmaları izledi, Birleşmiş Milletler temsilcisi globalleşme ve diyalog çerçevesine oturan ve yer yer Bosna-Hersek savaşına da atıflarda bulunan bir konuşma yaptı. Diyânet İşleri Başkanı M. Nuri Yılmaz‘ın konuşmasıyla toplantının protokol konuşmalarından oluşan kısmı tamamlanmış oldu.

Toplantının ilk oturumu aynı gün (25 Temmuz Salı) öğleden sonra ikametimize tahsis edilen otelin, sabah açılış programı icrâ edilen salonunda yapıldı. Oturumun başkanlığını Diyânet İşleri Başkanı M. Nuri Yılmaz’ın yaptığı bu oturumun tebliğcisi bendenizdim. Tebliğimizin konusu “Avrasya Ülkelerinde Daha Etkin ve Yaygın Din Hizmeti İçin” başlığını taşıyordu.

Bizim sunduğumuz tebliğden sonra Arnavutluk Dinler Komitesi Başkanı Bahar Bejko, Batı Trakya Müftüsü M. Emin Ağa, RomanyaMüslümanları Müftüsü Osman Necat, Kazakistan Dînî İdâresi Başkanı Abdsettâr Derviş Ali, Hırvatistan Müslümanları Müftüsü Şevko Ömer Basiç. Tacikistan Dinişleri Komitesi Başkanı Dr. Said Ahmedov, Bulgaristan İslâm Şûrâsı Başkanı Hüseyin Karamolla, Kazakistan Dînî İdâresi Başkan Yardımcısı Erkin Divâneyef birer konuşma yaptılar.

İkinci oturum aynı gün saat 16 30’da başladı. Oturuma Rusya Federasyonu Müslümanları Avrupa Kısmı Dînî İdâresi Başkanı Şeyhul-islâm Talat Tâceddin Bey Başkanlık etti. Oturum konusu dînî yayınlar ağırlıklıydı. Oturumun teblîğcisi Diyânet İşleri Başkanlığı Dînî Yayınlar Dâire Başkanı Harun Özdemirci idi. Özdemirci küçülen dünyada yayının; dîni yayıncılığın önemini vurgulayan bir konuşma yaptı. Onun ardından Litvanya Müslüman Tatarları Cemiyeti Başkanı, Kırım, Dağıstan ve Çuvaşistan müftüleri, Karadağ İslâm Meşihat Başkanı ile Makedonya İslâm Birliğinden Bahîcüddin Şihâbî birer konuşma yaptılar.

Toplantının üçüncü oturumu Çarşamba (26 Temmuz 2000) günü sabah gerçekleşti. Başkanlığını Bosna-Hersek Reisü’l-ulemâsı Dr. Mustafa Çeriç‘in yaptığı bu oturumda Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. İlber Oktaylı bir tebliğ sundu. Ortaylı, farklı din mensuplarının barış ve istikrâr içinde bir arada yaşamalarının gerekliliğine ve İslâm’ın diğer din mensuplarına ve azınlılıklara gösterdiği hoşgörüye işâret etti. “Biz başka din mensuplarıyla barış içinde bir arada yaşamayı Hz. Peygamber’den öğrendik, Allah’tan öğrendik” dedi. Batı’nın ve Rusya’nın azınlık tanımadığını ve azınlıklara tahammül göstermediğini anlattı. Müslüman toplumların kendilerine isyan etmedikçe farklı din mensuplarıyla barış içinde yaşadıklarını; kimsenin dinine, inanç ve kültürüne karışmadıklarını belirtti.

Ortaylı, “Bugün topla tüfekle yapılan maddî cihâdın sona erdiğini onun yerine mânevî, fikrî, ve felsefî cihâdın devam ettiğini” söyledi. İslâm vahyinin evrenselliğini belirterek İslâm dünyasının en büyük probleminin Hristiyan misyonerliği olduğunu kaydetti.

Ortaylı’dan sonra söz alan Bulgaristan Başmüftüsü Mustafa Hacı“Bulgaristan’da bugün mevcut kiliselerin %95’inin Osmanlı döneminde yapıldığını belirterek âdeta Ortaylı’nın konuşmasını delillendirmiş oldu. “Bulgaristan’da Hristiyan mensupları, müslümanları Hristiyanlığa çekmek istiyorlar. Bunlara karşı mücâdelemiz kitapla olacak, bilgi ile olacak, sevgi ile olacak. Çünkü kötülüğe kötülükle mukabele edilmez” dedi.

Moğolistan temsilcisi Sovyethân PAZAL, Mogolistan’da İslâm’ın yükselen değer olduğuna dikkat çekerek yeni inşâ edilen câmilerle Mogolistan’ın âdetâ bir İslâm ülkesi görüntüsü kazandığını belirtti:

Kosova Müftüsü Recep Boja ise savaşın bağrını dağlayan etkileri ve yaralı yüreği ile savaş boyunca Kosova’da 26 câmiin yıkıldığını, 35 imamın şehîd edildiğini, 15.000 kişinin katledildiğini, bir milyon insanın ise evlerinden sürüldüğünü anlattı. Halkın evlerine ve köylerine dönme sürecinin devam ettiğini söyledi.

Batı Trakya Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif, Balkanlar ve Kafkaslar üzerinde Osmanlı – Türk etkisinden sözederek şûrânın ortak dilinin Türkçe olmasını istedi.

Rusya Federasyonu St. Petersburg Müslümanları Müftüsü Cafer Pançayef, dağılan sovyet ülkelerindeki Vahhabilik faaliyetlerinden bahsederek Vahhabilerin işi pekçok sünneti bidat sayarak bir aşarılığa vardırdığını ve bunun sonucunda bu ülkelerde birbirleriyle mücâdele eden İslâmî gruplar ortaya çıktığını söyledi.

Tataristan Müftüsü Osman İshakof ise ülkesi hakkında bilgi vererek Tataristan’da yaşayan dört milyon nüfüsun %50’sinin müslüman olduğunu ve câmi sayısının 17’den 1000’e çıktığını ve on aded dînî eğitim veren okul ve medrese bulunduğunu belirtti. Câmilerimiz ile iftihâr ediyoruz, ama şu anda câmilerimizde imamlık yapacak îmanlı, ihlâslı kadrolara ihtiyacımız var. Şimdi sıra bunda. Bu konuda yardımlarınızı bekliyoruz, dedi.

Kırgızistan Dînî Konsili Başkanı Jolbors Jorobekof da on yıl içinde Kırgızistan’daki dînî gelişmeleri anlattı. Câmi sayısının 33’ten 2000’e çıktığını belirtti. “Şimdiye kadar sizlerden câmi inşâsı için yardım istedik. Şimdi ise dînî organizasyon tecrübenizden yararlanmak istiyoruz” dedi.

K. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Din İşleri Dâiresi Başkan Vekili A. Cemâl İlktaç, 1571 yılında Osmanlılar Kıbrıs’ı fethettiklerinde hapiste bulunan Ortodoks piskoposunu hürriyetine kavuşturdular. Ama ne hazindir ki daha sonraki asırlarda ve günümüzde en büyük sıkıntıyı bizler aynı makamı işgal eden ortodoks piskoposlarından çektik, dedi.

Toplantının bu noktasında Saraybosna Gazi Hüsrev Bey medresesi hanım öğretmenlerinden Sabahat Ahmet HAÇİÇ, gündem dışı söz alarak bu tür toplantılarda hanım katılımcıların bulunmamasından dolayı üzüntüsünü ifâde etti.

Hırvatistan – Zagreb Câmii İmamı Aziz Efendi Hasanoviç, “Hırvatistan’da 150.000 müslüman yaşıyor. İslâm Şûrâsında bunlardan söz edilmiyor. Oysa şûrâ, Hırvatistan’a bunların durumunu sorsa cevap alabilirdi” diyerek Hırvatistan müslümanları olarak Şûrâ’da temsil edilmek istediklerini belirten bir konuşma yaptı.

İstanbul Müftüsü Necâti Tayyar Taş, konuşmasında devlet-i ebed-müddet olmanın şartlarına temas etti ve bunları imâr-ı bilâd, terfîh-i ibâd, teksîr-i nüfus ve i’lâ-ı kelimetullah olarak özetledi.

Diyânet İşleri Başkanlık Müşâviri Em. Alb. Oğuz Kalelioğlu, teknolojinin gelişmesinin insanlığı yeni arayışlara sevkettiğini belirtti. Yüzyılın dinler yüzyılı olacağını söyleyerek, “İnsanlık sevgi ve din arayışında” dedi.

Kazakistan Müftüsü Abdüssettar Dervişalî muhtelif din mensuplarının bir arada yaşayabilmesinin en güzel örneklerinin Kazakistan’da verildiğini söyledi. Sovyetlerin ülkelerine sürgün ettiği her din ve milletten insana Kazak halkının İslâmî ve insânî bir hoşgörü ile evlerini ve gönüllerini açtığını belirtti.

Kosova İslâm Birliği Başkan Yardımcısı ve İslâmî Araştırmalar Fakültesi Dekanı Kümey Morina, Osmanlı sultanlarının özel hazinelerinden Sırbistan’da bulunan manastırı tâmir ettirdiklerini söyleyerek bunu hoşgörü örneği olarak andı. “Kosova’da XV. yüzyıldan beri inşâ edilen yüzlerce cami yıkıldı. Sırp Ortodoks kilisesi hiçbir zaman diyalog ve görüşmeye fırsat vermedi. Şu an Kosova’da müslümanların destek ve yardımlarınıza ihtiyâçları var, Türkiye, Kosova’daki sâdece Türklere değil, Arnavutlara ve diğer müslümanlara da yardım elini uzatmalıdır.” dedi.

Toplatının Dördüncü oturumuna Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Rıdvan Çakır başkanlık etti. Bu oturumda Bilgi Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Niyâzi Öktem “Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü” konulu bir tebliğ sundu. Öktem, Batı insanının fanatik bir dînî anlayışa sâhip olduğunu; hatta Hristiyan Demokratlarda bile fanatik bir din anlayışının bulunduğunu belirtti. Herşeye rağmen diyaloğun önemine işâret ederek diyalog için:

1 – Tartışmalı konulara girmemek gerektiğini;

2 – Farklarımızı bilmek lüzûmunu;

3 – Ahlâk ortak paydasında buluşabileceğini belirtti.

İslam’daki cihâd-ı ekber ve cihâd-ı asgar kavramlarına atıfta bulunarak günümüzde cihâd-ı ekberin önemine işâret etti.

Bu son oturumda, açılış oturumunda olduğu gibi, muhtelif din temsilcileri konuşmalar yaptılar. Ertesi gün yapılan kapanış ve sonuç bildirisiyle toplantı tamamlandı. 30 maddelik beş sayfa tutarındaki sonuç bildiri metni önemli kararlar ihtivâ ediyordu. Bunlardan bazıları şöyle:

– Türkçe’nin ortak dil haline gelebilmesi için Ankara’da bir “Türkçe Dil Eğitim Merkezi” kurulması,

– Din eğitimi veren okullarda ortak ders programları ve müfredat uygulaması,

– Teşkilâta bağlı bir araştırma merkezi kurularak bilgi – işlemin akışının hızlandırılması

– İlmi seviyede sempozyum, panel, konferans ve seminerler düzenlenmesi,

– Yayın Konseyi kurulması,

– Diyânet Avrasya Dergisi çıkarılması,

– İnternet’te Şûrâ için Web sayfası açılması,

IV. Avrasya İslâm Şûrâsı Teşkilâtı ile ilgili gözlemlerim kısaca böyle.