Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz

GÖNÜL PENCERESİNDEN

Dîni tebliğ ve temsil dâvâsında olanların sıfat ve sorumlulukları bugün dünkünden çok daha büyük önem arzetmektedir. Dün ellerinde dîni temsil gücü bulunduranlar, arkalarında devletin müeyyide desteğine sâhiptiler. Bugün laik yapının geliştirdiği ortamda böyle bir güç yok din hâdimlerinin ellerinde. Tek müeyyideleri gönül sermayeleridir. AB ile tarama sürecinin başladığı ve belki de AB’ye girmenin yakınlaştığı günümüzde din hizmeti verenlerin çok hızlı bir değişim sürecinden geçmeleri gerekmektedir.
Bu değişim sürecinde hedef, tarihteki “Alperenlik” zihniyetine denk bir gönül adamlığıdır. Doğu’dan Batı’ya, Kuzey’den Güney’e insanlık her devirde gönül adamlarına muhtaç ve müştâktır. Çünkü din hizmeti aşk işidir. Aşkın mahalli ise gönüldür. Nitekim M. İkbâl bunu: “Din aşktır.” ifâdesiyle özetler.
Aşksız kurallar manzûmesi bir dînî hayat, dînin özünün önüne geçer. Oysa yüreğinde aşk ateşi olan kuralın hükmünü sormaz, hemen yapar. Kural egemen anlayış insanların gönüllerine perde olur. İman bir gönül işi olarak Hakk’a yöneliştir. Halkı Hakk’a celbedecek insan gönül adamlığı vasfı ile gönüllere hulûl edebilir. İnsanları koşturan soluk soluk heyecandır. Gönül adamı heyecanı söndüren değil, ateşleyendir.
Öyleyse gönül nedir? Gönül adamı kimdir?