Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz

BERAT KANDİLİ

Tarih boyunca kutsallığın zamana, mekâna ve insanlara izâfe edilmesi husûsu hep tartışılagelmiştir. Zaman, mekân, insan ve eşyada mutlak anlamda kutsallık söz konusu değildir. Ancak bazı sebep ve hikmetlere bağlı olarak Kur’an’ın zaman, mekân ve eşyâya kutsallık izâfe ettiği görülmektedir. Kur’an’ın “mübârek” lafzıyla kutsal saydığı şeyleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Kur’an bizzat kendisini “mübârek” sıfatıyla anlatmaktadır:

BERAT KANDİLİ
Prof. Dr. H. Kâmil YILMAZ
Tarih boyunca kutsallığın zamana, mekâna ve insanlara izâfe edilmesi husûsu hep tartışılagelmiştir. Zaman, mekân, insan ve eşyada mutlak anlamda kutsallık söz konusu değildir. Ancak bazı sebep ve hikmetlere bağlı olarak Kur’an’ın zaman, mekân ve eşyâya kutsallık izâfe ettiği görülmektedir. Kur’an’ın “mübârek” lafzıyla kutsal saydığı şeyleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Kur’an bizzat kendisini “mübârek” sıfatıyla anlatmaktadır:
“İşte bu indirdiğimiz mübârek bir zikir ve kitaptır.”  وَهٰذَا ذِكْرٌ مُبَارَكٌ اَنْزَلْنَاهُ
Bu kutsallık ve mübâreklik yüzünden bir kimse Kur’an’ı okusa ve ona imân etse hidâyeti bulur.
2- Gökten inen su (yağmur) mübârektir.
“Gökten indirdiğimiz mübarek su” وَنَزَّلْنَا مِنَ السَّمَاۤءِ مَاۤءً مُبَارَكًا
âyetiyle yağmur suyunun kutsallığı ifâde edilmektedir.
Tasavvuf ricâli tezkiye geleneği ile irtibatlı olarak suya ayrı bir değer atfederek suda “on” haslet bulunduğunu belirtmektedir:
Rikkat/incelik,
Lînet/yumuşaklık,
Letâfet,
Kuvvet/enerji,
Safvet/temizlik,
Hareket,
Rutûbet/nem,
Bürûdet/soğukluk,
Tevâzu/alçakgönüllülük
Hayat/canlılık.
Kur’an’da:
“Her şeyin su ile hayat bulduğuna” وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاۤءِ كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ
işâret edilmektedir.
Bu on hasletin bulunduğu yeri güzelleştiren özellikleri vardır. Rikkat (incelik) kalpte, lînet (yumuşaklık) halkla ilişkilerde, letâfet (lâtîflik) nefse karşı tavırlarda, kuvvet ve enerji tâatta, safvet (temizlik) amelde, hareket hayır işlerinde, rutûbet (nem) gözde, bürûdet (soğukluk) isyan ve günahlarda, tevâzu halk arasında, hayat ise Hakk’ı dinlemede olursa bir anlam ifâde eder ve işe yarar.
Suyun bu sıfatlarına sâhip olan insan, mübarekliğe aday demektir.
3- Mübarek gece: Kur’an’da:
“Biz Kur’an’ı mübarek bir gecede indirdik”  اِنَّاۤ اَنْزَلْنَاهُ ف۪ي لَيْلَةٍ مُبَارَكَةٍ
buyrularak bu gecedeki kutsallığa işaret edilmiştir. Âyette geçen gecenin “Berat” gecesi ya da Kadir gecesi olması üzerine durulmaktadır. Kadir gecesi zâten Kur’an’da ayrıca bir başka sûrede anlatılmaktadır.
4- Zeytin ağacı: Kur’an’da yağından ışık elde edilen zeytin ağacı da kutsal ve mübârek kavramı ile anlatılmaktadır:
يُوقَدُ مِنْ شَجَرَةٍ مُبَارَكَةٍ زَيْتُونَةٍ
5- Mübârek Beyt (Kutsal Kâbe): Kur’an yeryüzünde insanlar için ilk vaz’ olunan evin Mekke’deki kutsal Kâbe olduğuna işâret etmektedir:
اِنَّ اَوَّلَ بَيْتٍ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذ۪ي بِبَكَّةَ مُبَارَكًا وَهُدًى لِلْعَالَم۪ينَ
6- Mescid-i Aksâ: Kur’an’ın beyânına göre Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksâ -ki İsrâ gecesinde Allah Rasûlü gece yolculuğu ile oraya götürülmüştür- etrâfı mübârek kılınmış bir mâbeddir.
سُبْحَانَ الَّذ۪يۤ اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِلَى الْمَسْجِدِ الْاَقْصَا الَّذ۪ي بَارَكْنَا حَوْلَهُ لِنُرِيَهُ مِنْ اٰيَاتِنَا اِنَّهُ هُوَالسَّم۪يعُ الْبَص۪يرُ
“Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir.”
Âyetlerde görüldüğü gibi mübâreklik ve kutsallık zamana, mekâna, Kur’an’a, gökten inen suya hattâ eşyaya bile izâfe edilebilmektedir. Öyleyse kutsal mekân da vardır kutsal zaman da. Hatta kutsal eşyâ da…
İnsan hayatında hiçbir şey biteviye değildir. Hayatı, değişkenlik ve farklı esmâ tecellilerine mazhar olarak sürdürmek esastır. İnsan zıd sıfatları cem’ eden özelliği ile şerr ve günaha da yatkındır, hayır ve sevaba da. İnsanın günahtan dönmesi; hayra yönelmesi için bir takım uyarıcılara ihtiyacı vardır. Peygamberler, kitaplar en büyük uyarıcı ve mürşidlerdir. Zaman ve mekânların değişen özellikleri mübârek ve kutsal statüleri insandaki tevbe bilincini tetikleyen dinamiklerdir.
Mübârek hayrı çok, bereketli kılınmış demektir. Allah Teâla’nın kulları için pek çok faydalı özelliklerle hazırladığı şeyler için kullanılır.
Kur’an’da adıyla geçen mübarek gece Kadir gecesidir. Sıfatları ve özellikleriyle geçen gece ise Berat gecesidir. Kadir gecesi Kur’an’ın Hz. Peygamber’e inmeğe başladığı “bin aydan hayırlı” bir Kur’an gecesidir. Ramazan ayı içinde aranması gereken mübarek bir gecedir.
Berat gecesi Kur’an-ı Kerim’in yedinci kat semâdan bir bütün hâlinde Beyt-i mâmur denilen dünya semâsına indirildiği gecedir. Bir başka ifâdeyle Kur’an icmâlî olarak Berât gecesinde inzâle, tafsilî olarak da Kadir gecesinde indirilmeye (tenzil) başlanmıştır. Berat gecesinin adı Kur’an’da geçmese de hadislerde “Şaban ayının yarı gecesi”  ifâdesiyle anlatılmıştır.
Berâet, temize çıkmak, afva uğramak, berî olmak demektir. Berât kelimesi ise “berâet” in hafifletilerek Türkçeleşmiş şekli olup sakk ve sened mânâsı ifâde eder. İçinde bulunduğumuz üç aylar iklimi Allah’ın rahmet ve mağfiretinin feyezan ettiği gufrân mevsimidir.
Şaban ayının on beşinci gecesine rastlayan “Berat” kandilinin ayrı bir anlamı ve yeri vardır. Kur’an-ı Kerim’deki Duhân sûresinin ilk âyetlerinde söz konusu gecenin “Berat gecesi” olabileceği görüşü vardır. Allah Teâlâ buyurur:
حٰمۤ وَالْكِتَابِ الْمُب۪ينِ  اِنَّاۤ اَنْزَلْنَاهُ ف۪ي لَيْلَةٍ مُبَارَكَةٍ اِنَّا كُنَّا مُنْذِر۪ينَ  ف۪يهَا يُفْرَقُ كُلُّ اَمْرٍ حَك۪يمٍ  اَمْرًا مِنْ عِنْدِنَا اِنَّا كُنَّا مُرْسِل۪ينَ  رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَ اِنَّهُ هُوَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُ
“Hâ Mîm. İlâhî hükümleri açıklayan Kitâb’a andolsun ki, Biz o kitâbı mübârek bir gecede indirdik. Çünkü biz insanlığa uyarıcılar göndeririz. Kur’an’ın indirildiği mübarek gecede her hikmetli iş, nezdimizden bir emirle tefrik olunur. Rabbın, katından bir rahmet olmak üzere peygamberler göndermektedir. Çünkü O, hakkıyla işiten ve kemâliyle bilendir.”
Burada geçen mübârek gecenin Kadir ya da Berât gecesi olduğu söylenmiştir. Keşşâf müellifi Zemahşerî, bu gecenin Kadir gecesi olabileceği gibi Berât gecesi olabileceğini de belirtmiştir. Bu geceye berât gecesi denilmesinin sebebi, nasıl kendilerinden vergi tahsil edilen insanlara borçlarını ödediklerine dâir bir belge verilirse Allah Teâlâ bu gece mümin kullarına berât fermânı yazar.  Dolayısıyla bu geceye “Berât gecesi” denilir.
Ramazan ayının yaklaştığı, İlâhî rahmetin gönülleri kuşattığı Şaban ayının onbeşinci gecesinin hadis-i şeriflerle de mübarekliği anlatılmaktadır. Elmalılı Hamdi Efendi’nin tesbitine göre bu gecenin mübârekliğine etki eden beş haslet vardır:
1. Her hikmetli işin bu gecede tefrîk edilmesi,
2. Bu gecede ibâdetin faziletli olması,
3. İlâhî rahmetin inmesi,
4. Mağfiretin herkesi kuşatması,
5. Rasulullah’a şefaat hakkının verilmesi,
1. Her hikmetli işin tefrikinden maksad kulların rızık, ecel gibi işlerinin Levh-ı mahfuzdan yazılı olarak alınması ile ilgili meleklere tevdî edilmesidir. Rızık ile ilgili bilgileri ihtivâ eden nüsha Mikâil (a.s.)’a, harp, darp, zelzele, güneş tutulması ve yıldırım gibi tabiî olayların bilgilerini ihtivâ eden nüsha Cebrâil (a.s.)’a insanların amelleriyle ilgili nüsha İsrâfil denilen büyük meleğe, musîbet ve ölümlerle ilgili nüsha da Azrâil (a.s.)’a tevdî edilir.
2. Berât gecesinde ibâdetin fazîleti: Bu gecedeki ibâdetin fazileti zımnında Allah Rasûlü buyurur: “Her kim bu gece yüz rekat namaz kılarsa Allah Teâla ona yüz melek gönderir. Bu meleklerin otuz tanesi onu cennetle müjdeler, otuz tanesi de cehennem azabından kurtulacağına dair teminât verir. Otuz tanesi de ondan dünyevî âfetleri def’eder. Geriye kalan on tanesi de şeytanın hile ve tuzaklarını savuşturur.”
3. Berat gecesinde rahmet-i ilâhiyye taşar. Nitekim Allah Rasûlü bu konuda buyurur ki: “Allah Teâlâ bu gece ümmetimden Benî kelb kabilesinin koyunlarının kılları sayısınca kişiye rahmet eder.”  Benû Kelb, koyunlarının çokluğuyla ünlü bir kabiledir. Onların “kılları sayısınca” ifâdesi çokluğu ifâde etmektedir.
4. Berât gecesinde mağfiret-i ilâhiyye herkesi kuşatır. Allah Rasûlü bu konuda da buyurmuştur: “Allah Teâlâ bu gecede kendisine şirk koşmayan bütün müslümanlara mağfiret eder; ancak kehânet ve büyü işleriyle uğraşanlarla içki ve zinâda ısrar ile anne babasını incitenler müstesnâdır. Onlar tevbe etmedikçe mağfirete mazhar olamazlar.”
5. Rasûlullah’a şefâat hakkının verilmesi. Rivâyete göre Allah Rasûlü Şâban ayının on üçüncü gecesi Allah’dan şefâat niyaz etti. Şefâat hakkının üçte biri verildi. On dördüncü gecesi niyaz etti, üçte ikisi verildi. On beşinci gecesi de niyaz edince son üçte biri verildi. Ancak devenin kaçışı gibi Allah’tan kaçanlar bu şefâat hakkından mahrum olacaklardır.
Abdülkadir Geylânî hazretleri, el-Gunye li’t-tâlibi’l- Hakk adlı eserinde şu haberi nakletmiştir: Allah Teâla, Şaban ayının on beşinci gecesinde mahlûkatının durumlarına bakar. O gece her kimi temiz bulursa ertesi seneye kadar temizliğini devam ettirir. Bu gecede Allah Teâla kullarına bakar, mümin olanları bağışlar, kafir olanlara mühlet verir. Kin ve hased ehli olanları bu durumdan kurtuluncaya kadar kendi hallerine bırakır.  Geylânî hazretlerinin beyânına göre yeryüzünde bulunan Müslümanların Ramazan ve Kurban olmak üzere iki bayramı olduğu gibi; gökyüzündeki meleklerin de Kadir ve Berat olmak üzere iki bayramları vardır.”
Amellerin Allah’a sunulduğu Allah tarafından olaylara aid yol haritasının görevli meleklere verildiği ve meleklerin bayram ettiği Berat gecesine berâet hazırlığı içinde girmeye bakmak bu mevsimin en kârlı işi olacaktır.
Gönül yapmak Halilim  /  Kâbe bünyad etmekten yeğdir
Dil-i mahzûnu şâd etmek  /  Kul âzâd etmekten yeğdir.

Derviş kazan, ye yedir  /  Bir gönül ele getir
Yüz Kâbeden yeğrektir  /  Bir gönül ziyâreti

Fukarâ gönlüme her kim dokuna
Dokuna Sinesi Allah okuna
Gönülden gönüle yol vardır
Gözden ırak olan gönülden de ırak olur
Berat gecesi insanın Allah’tan gelip O’na döneceği anın bir provasıdır. Zira Berat gecesinde bu seneden gelecek seneye kadar meydana gelecek olayların hepsi ayrı ayrı melekler tarafından defterlere yazılır. Zenginlik, fakirlik, ölümler, doğumlar hep bu gecede kaydedilir. Herkesin ve her şeyin o sene içindeki mukadderatı belli olur.
Netice îtibariyle Berat gecesinin beş ayrı özelliği vardır:
1- Bütün hikmetli işlerin ayırımına başlanması,
2- Bu gecede yapılacak ibadetlerin diğer vakitlere nispetle kat kat sevaplı olması,
3- İlâhi rahmetin bütün âlemi kuşatması,
4- Allah’ın af ve bağışlamasının coşması,
5- Peygamberimize tam bir şefaat yetkisinin verilmiş olması.