Yemek, içmek, uyumak, konuşmak ve şehvet duygusu birbirine bağlı şeylerdir. Çok yiyen çok su içer, çok su içen çok uyur, çok konuşur, nefis ve şehvetine düşkün olur. Tenbellik ve gevşeklikten de kurtulamaz. Halbuki az yiyip midesini tıkabasa doldurmayan kimsenin kalbi yumuşak, gönlü uyanık, nefsi kırık, dikkati ve zekası parlak ve vücudu sıhhatli olur. Kulluk neşesi artar. İbadetten tad alır. Şımarıklıktan uzaklaşır, tevazu hakim olur. İnsandaki “kötülüğü emreden nefsin” terbiye edilerek, şehvet duygularının kırılmasının en iyi yolu az yemek ve oruca devam etmektir.