Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz

DİN ŞURASI

Prof. Dr. Hasan Kâmil YILMAZ: Çok teşekkür ederim. Sayın Başkan, değerli arkadaşlar. Bugün gerçekten hepimizin geleceği gözümüzün önüne konuldu. Belki bu yüzden biraz da duygusallaştık. Bir, iki söz söyleme ihtiyacı hissettim ben de izin verirseniz. Malum, irşada konu olan insanlar genellikle güçlüler ve zayıflar diye ikiye ayrılır.

————————————————-s: 916
Prof. Dr. Hasan Kâmil YILMAZ: Çok teşekkür ederim. Sayın Başkan, değerli arkadaşlar. Bugün gerçekten hepimizin geleceği gözümüzün önüne konuldu. Belki bu yüzden biraz da duygusallaştık. Bir, iki söz söyleme ihtiyacı hissettim ben de izin verirseniz. Malum, irşada konu olan insanlar genellikle güçlüler ve zayıflar diye ikiye ayrılır. Güçlüler arasında gençler, zayıflar arasında yaşlılar, yine güçlüler arasında sağlıklı olanlar, hasta olanlar, ihtiyarlar, gençler, fakirler ve zenginler gibi tasnifler vardır. Bu tasnifte kadınlar zayıflar arasında sayılır ve irşada konu olanlar arasında önemli bir yer tutar. Bugün bizim muhatap kitlemizin, Kur’an Kurslarımızdan camilere kadar büyük bir çoğunluğunu kadınlar teşkil etmektedir. Ayrıca muhatap kitlemiz içerisine yaşlılar ve kimsesiz çocuklar da girmektedir. Bir de Şükrü Bey’in anlattığı hastane ortamları vardır. Malum Efendimizin: “Bugün bir yetim başı okşayanınız var mı, bugün bir hasta ziyaretine gideniniz oldu mu, bir cenaze teşyi’ine katılanınız var mı?” ifadelerinden İslam’ın buna çok ayrı bir ehemmiyet verdiği bilinmektedir.
Hastanelerimizde din görevlisi kadrosu var mı bilmiyorum, var ise bu kadroların zaman zaman hastaları ziyaret ederek onlara ölüm konusunda soluk aldırmaları ve moral vermeleri gerekir. Şöyle bir şey duymuştum: Bazı hastanelerde bu kadrolar ihdas edildiği zaman hastalar istemiyorlar. Çünkü hastalar hocayı gördüğü zaman “herhalde Yasin okumaya geldi, ölüm yaklaştı” gibi anlıyorlarmış. Bu imajdan kurtulmamız gerekmektedir. Batıdaki hastanelerde papaz daha çok ümit vermek için geliyor hastalara. Bizde de hoca efendiler bunun için giderlerse daha iyi olur. Zira genellikle hocalar, ölüm yaklaştığında Yasin okumaya veya cenazeyi kaldırmaya gidiyor. Bu durum ister istemez başka şeyler hissettiriyor. Bunun gündeme taşınması gerektiği kanaatindeyim.
Ayrıca yaşlıların eğitimiyle ilgili güzel şeyler söylendi, ama ev ortamlarından hiç bahsedilmedi. Bence din görevlilerinin en iyi yapacağı şeylerden birisi emekli olmuş vatandaşlar için ev ortamlarında sohbetler tesis ederek küçük gruplar halinde onlarla buluşmaktır. Günün her saatinde onlarla bu manada sohbet yapma imkânı vardır. İstanbul’da bazı muhitlerde bunun güzel örneklerini görüyorum. Bazı hoca efendiler, etrafındaki yaşlı insanlarla günün belli saatlerinde evlerde bazen kahvaltılı, bazen çaylı sohbetler yapıyorlar, dersler okuyorlar ve kitaplar takip ediyorlar. Çok hoş bir manzara bu. Bunu da belki din görevlilerine duyurmak, bu şekilde bir yöntem geliştirmeye çalışmak mümkün olabilir. Çünkü insanlar evini açmak istiyor ve insanların evine gelmesinden mutlu oluyor. Ama günümüzde yaşlı insanların evine giden yok. Bu nedenle hoca efendilerin bir ders halkası ve sohbet grubu tesis ederek yaşlıları evinde ziyaret etmesi böyle bir imkân sunacaktır, diye düşünüyorum.
Sayın Başkan yüzüme bakıyor, herhalde sürem bitti. Bir şeyler daha vardı, ama bu kadarla yetinelim. Teşekkür ederim.